4 Ocak 2017 Çarşamba

Tolkien ve Fantastik Evreni


3 Ocak 1892 yılında doğmuş ve ben doğmadan tam 17 sene evvel, 1973'de ölmüş bir adamın hayatıma nasıl dokunduğundan, kafamda nasıl hava-i fişekler patlattığından bahsedeceğim sizlere bu yazımda. Kendisinin doğum günü olması vesilesiyle, karşınızda J.R.R. Tolkien, İngiliz asıllı bir dilbilimci, bir yazar, bir profesör. Güney Afrika'da doğa ile iç içe yaşadığı çocukluk bilinç altını etkilemiş olacak ki, bizlere yarı cennet yarı cehennem Orta Dünya'yı yarattı ve sundu.  Babası ve annesini küçük yaşta kaybetmesi sebepli içe kapandığı için mi yoksa gerçek anlamda dillere olan büyük yeteneğinden midir bilinmez, henüz çocuk denecek yaşta Elf dilini yarattı.

16 yaşındayken çok aşık oldu, aşıkların görüşmesine izin verilmedi. Üniversite'den burs kazanan Tolkien mecburen şehri terk etti, ancak 21 yaşında geri dönüp bir başkasıyla nişanlı olan aşkını buldu, iki genç evlendi. Çok geçmeden ikinci dünya savaşı patladı.

Şahsi görüşüm, Tolkien'in İkinci Dünya Savaşı'ndan derin psikolojik etkilerle ayrıldığı yönünde. Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit'de yer alan epik kurgunun kaynağını bu olarak görüyorum. 


Gelelim o mükemmel, o lirik ve aynı zamanda epik hikayelere... Tolkien Hobbit'i çocukları için bir masal olsun diye yazmaya başlamış. Sonuçta ortaya çıkan iş yetişkinliğimde, defalarca izlememe okumama rağmen beni büyüleyen devasa bir yapıt. Yarattığı fantastik evrenin boyutlarını, didik didik inceleyenler bile kestiremiyor. Her taşın altından öykünün gerçekliğini sağlamlaştıran yeni bir detay çıkıyor, karakterlerin her diyaloğu değişik bir pencere açıyor. 


Buradan hareketle Tolkien için sıradan bir yazar diyemeyiz. Yazıp yayınladıklarından başka beyninde kimbilir neler dönüyordu delice merak ettiğim, değişik bir tür dahi olduğuna inanıyorum. Fantastik ötesi fantastik bir evren yaratıp ölümünün ardından yıllar geçse de, her kesimden ve her yaştan insanı bunun gerçekliğine yüreklerinde inandırmak, her yazarın harcı değildir.

İyi ki doğdun Tolkien! 

Dünya gerçekten de tehlikelerle dolu ve içinde bir sürü karanlık yer var; lakin nice güzellik de hâlâ ayakta ve artık bütün topraklarda içine keder karışmış olsa da, belki daha bile çok serpiliyor sevgi. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder