20 Ocak 2017 Cuma

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim - Kitap Özeti ve Seçme Cümleler


8.5 / 10

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, Deborah adlı 16 yaşında bir genç kızın şizofreni hastalığı ile boğuşmasının dokunaklı hikayesi.  Otobiyografik izler taşıyor çünkü biraz araştırdığımızda karşımıza yazar Joanne Greenberg'in de hayatının bir döneminde ruh sağlığı ile uğraştığını de akıl hastanesinde yattığını görüyoruz. 

Deborah'ın rahatsızlığı onu ailesiyle sürdürdüğü normal yaşantısından koparıyor. Henüz erişkin yaşta olmadığı için hastaneye yatırma kararını ailesi alıyor ve Deborah kendini her biri türlü ruh hastalığından muzdarip her yaşta kadının arasında buluveriyor. Deborah'in ailesini çok özlediği söylenemez çünkü kafasında aile, anne, baba gibi kavramlar diğer insanlara ifade ettiği şeyleri etmiyor ona. İki dünyada birden yaşıyor, kendi yarattığı ismini YR koyduğu dünya ve içinde yaşadığı gerçek Dünya, ancak Deborah hastalığının etkisiyle yer yer hangisi gerçek hangisi kendi yarattığı karıştırıyor. YR dünyasının kendine has bir dili bile var, ben şahsen YR'de geçen detaylı bölümleri okurken biraz zorlandım. Hangisi gerçek dünya karıştırdığı zamanlarda da ortaya Koro dediği bir ara dünya çıkar Deborah'ın zihninde. 

İyi bir doktora çatar, Dr. Fried sayesinde iyice kopma noktasına geldiği gerçek dünyaya yavaş yavaş geri döner ama geçirdiği bir atak sonucu yaptığı şey sebebiyle tecrit koğuşuna alınır. Tedavide kaydedilen tüm ilerleme geri teper. Dr. Fried ile Deborah'ın yaptığı terapi konuşmlarından, Deborah'ın dedesinin çok katı bir adam olduğu ve kıza istediği karakterde biri olması için sürekli yoğun baskılar yaptığını anlarız. Ayrıca Deborah geçmişte bir tümör ameliyatı geçirmiş bu da genç kızın psikolojisi üzerinde kötü etki etmiştir. Sonrasında da yaşadıkları dönem itibariyle Yahudi olan Deborah'ın okulda ve çevrede dışlanması da genç kızın sinirlerini iyice bozar, içine kapanmasına sebep olur.

Dr. Fried'in terapileri sonucu bir süredir tamamen reddettiği dünyaya geri dönmeyi, yeniden gerçekliğin içinde ve oraya ait olmayı istemeye başlar Deborah.  Hikayenin sonundan her zamanki gibi bahsetmeyeceğim :)

Rahatsızlık veren, oldukça etkileyici bir roman diyebilirim. Ruh hastalıklarını hastalıktan saymayan insanlar için ders kitabı niyetine okutulabilir. Ne kadar zor olduğu, beyni kontrol etmeye çalışırken ne kadar bocalandığı ve düşülen kötü durumlarla ilgili son derece detaylı bilgi veren, adeta hastanenin içinde hastalardan biriymiş gibi hissetmenize sebep olacak bir roman, Sana Gül Bahçesi Vadetmedim.

Derinlik sahibi okumalardan hoşlananlara tavsiye ediyorum :)


"Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa, sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki?"


"-Tanrım! İşkencelerini çok kurnazca yapıyorlar.

 +İplerle bağlamalarından mı söz ediyorsun?
 -Umudu kastediyorum."


"Ben zehirliyim ve bundan nefret ediyorum. Utanç ve onursuzluk içinde yıkılıp gideceğim ve bundan nefret ediyorum. Dünya benim doğrularıma yalnızca yalanlarla karşılık veriyor."

Hazır olana kadar hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda değilsin. Böyle bir şeye hazır olduğunda da, kaybettiklerinin yerine koyabileceğin bir şeyler olacak. "

Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim...ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur! "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder