3 Ocak 2017 Salı

Kuyucaklı Yusuf - Kitap İncelemesi ve Seçme Cümleler



Öncelikle bu güzeller güzeli romana puan vermek ne haddime fakat belli bir formatımız var, o sebepten 9.8/10 diyerek başlayayım.

İki gözümüzün çiçeği Sabahattin Ali'nin ilk romanı Kuyucaklı Yusuf, 1937 yılında yayınlanmış. Dramatik hikayesi ise bize edebiyat tarihimizin belki de en romantik karakterlerinden olan Yusuf'u armağan etmiş.
Hüzünlü ve umutsuz bir aşk öyküsü, dışarıdan kaya gibi sert ama içinde her daim fırtınalar kopan yetim Yusuf, kent yaşamından etkilenen kasabalıların yavaş yavaş yozlaşmasına karşı bir duruş, para ve gösteriş hırsının sıradan insanları nasıl canavara çevirebildiği, kendi evladını bile gözünden hiç düşünmeden nasıl çıkardığı, nasıl sağa sola bir eşya gibi savurduğu klasik Sabahattin Ali şiirselliği ile okuyucuya aktarılıyor.

Romana genel bir hüzün havası hakim olsa da okunuşu akıcı, sıkmıyor ve yormuyor. Olacakları önceden tahmin etmeye az da olsa imkan sağlayan bir hikaye akışı olduğunu belirtmeliyim, ama Sabahattin Ali'den bir cümle fazla okumak her zaman kazançtır :)

Ayrıca dönem insanlarının yaşayışı göz önüne alındığında Sabahattin Ali'nin, babasının borçları ve çevresindeki erkeklerin hırsları yüzünden obje gibi oradan oraya atılması, mal gibi verilmesi üzerinden de kadın haklarıyla alakalı göndermeleri de mevcut Kuyucaklı Yusuf romanının.

Romanda iyi ve kötüler yağ ile su gibi birbirinden ayrılır bu bakımdan Avrupa'nın romantik edebiyat akımı romanlarına benzetebiliriz. İyiler her koşulda erdemli, namuslu ve hakiki iken, kötü karakterler de kendinden bekleneni verir ve kötülük yapar. Modern romanlardaki yüreğinde hem iyi hem de kötüden biraz biraz barındıran gerçek karakterlerden değil, romantik bir iyilik ve kötülük ekseninde elinden geleni ardına koymayan kahramanlardır Kuyucaklı Yusuf'takiler.

Roman sade, yormayan bir dille yazılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki dilde sadeleşme ve edebiyatı mahallelere indirme, herkesin sahip çıktığı bir gündelik değer haline getirme çabası sezilir. Bununla beraber kahramanların diyaloglarında günlük konuşma dili kullanmıştır Sabahattin Ali. 

Kuyucaklı Yusuf Anadolu'nun bir kasabasına görmemiş gözler için gerçekçi bir pencere açıyor ve ahlak dersleri veriyor. Hırsın ve çıkarlar için kötülük yapmanın ne kadar berbat sonuçları olabileceğini romantik bir dil ve akış ile gözler önüne seriyor.

Roman, sonu bakımından da Avrupa romantik roman akımına bire bir uyuyor, ancak tabii ki kapanıştan bahsetmeyeceğim :)

Alıntılarla devam edelim,

*

" Allah hakkındaki düşüncesi pek ileri gitmiyor, onu her istediğini yapan, korkunç bir şey olarak tasavvur ediyordu, ve şimdilik onun pek dehşetli olduğu söylenen gazabını ayaklandıracak bir şey yapmadığı için, kendisinden korkmak ihtiyacını duymuyordu. "

" Sonra bu fakir işçilere bu köpek muamelesini yapmaya neden lüzum görüyorlardı? Evet, Allah onları bir kere fıkara yaratmıştı, bunda kimsenin kabahati yoktu, fakat onlar böyle yaratılmışlar diye niçin tepelerine binmeli, onları adam yerine koymaktan niçin çekinmeliydi? "


" Hiç geçmeyen,hiç unutulmayan şeyler de var  beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var. "

" Saadet,hayatı olduğu gibi kabul etmektir. "

Bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder