4 Ocak 2017 Çarşamba

Şeker Portakalı - Kitap İnceleme ve Seçme Cümleler


9.5 / 10
Brezilyalı bir yazar olan Vasconcelos'un en ünlü romanı Şeker Portakalı. Zor bir çocukluk geçirdiğini bir yerlerden okuduğum yazarın çocukluğundan izler taşıdığına neredeyse emin olduğum Şeker Portakalı çocuk kitabı gibi görülse de bence değil. Hatta derin duygusallık ve hüznüyle duyarlı çocukları fazlaca etkileyebileceği için çok da önermem.

Baştan sonra çocuk gözüyle, çocuk baş kahramanın dilinden yazılmış, Brezilya'nın fakir mahallelerinde geçen bu roman kesinlikle yüreğinize dokunacak.

Şeker Portakalı'nı ben bir kaç kez okudum, her seferinde olacakları önceden biliyor olmama rağmen gözlerim doldu, yüreğim titredi. Sanırım küçük çocukların çaresizliği her şeyden daha çok etkiliyor insanı, insan olabileni. 

Baş karakter Zeze, yaramaz mı yaramaz bir velet. Çok çocuklu fakir bir ailenin en küçüğü. Onu yalnızca en büyük ablası dövmüyor ailede, Zeze de ablasını çok seviyor haliyle. Yaramaz olmasına rağmen okulda uslu ve derslerinde başarılı bir çocuk. Sokaklarda ayakkabı boyar, eğlence için arabaların arkasına asılır. Sonra bir gün sokakta çok güzel bir araba görür, ancak arkasına asılmaya çalışırken sahibi Valaderes'den güzel bir dayak yer :)

Bu karşılaşma Valaderes ile olan dostluğunun ilk anları olacaktır. Zamanla ona iyice bağlanır ve onu babası gibi görmeye başlar. Valaderes için de durum çok farklı değildir, küçük Zeze'yi oğlu gibi sevmektedir.

Daha sonra olanları anlatmayacağım elbette. Kitaptan bir kaç alıntı vererek yazımı bitiriyorum :)


"Çünkü dünyanın en iyi insanısın, senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve günışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum."

"Bir ağaçtı o, ama neredeyse hiç tanımadığım bir ağaç."


"Noel gecesi pabuçların artık hiç boş kalmayacak."

"Yaşamaya yükümlüydüm, yaşamaya!"


"Uslu duracağıma, bir daha kavga etmeyeceğime, hiç sövmeyeceğime, kıç bile demeyeceğime söz veriyorum. Ama hep senin yanında kalmak istiyorum."

"Gökyüzünün benim için ne anlama geldiğini anlayamazdı."

"Tanrım! Hiç bu kadar sevgiye susamış bir yürek görmedim."


"-Daha çok anlat dedim.
 +Hoşuna gidiyor mu?
-Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum."

"Pek seyrek ve yalnızca aile içindekilere yaptığım bir şeyi yaptım, o iyilik dolu koca yüzünü öptüm."

"Basit bir oyunla hayat değiştirilemez."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder