9 Ocak 2017 Pazartesi

Beyaz Geceler - Kitap İnceleme ve Alıntılar


9.2 /10

Dostoyevski benim yaşımdaymış bu romanı yazdığı zaman, 26 yaşındaymış. Kısacık bu roman göründüğü kadar kolay okunmuyor ilk önce bunu belirteyim. Dostoyevski'nin tüm romanlarında olduğu gibi ruh haliniz bir o yana bir bu yana savruluyor her sayfada. Kızıyor, üzülüyor, karakterler adına utanıyor, bir ara umutlanıyor, sonra karamsarlığa kapılıyorsunuz. Henüz 26 yaşında, ilk romanlarından birinde ve 100 sayfadan az bu romanda kaleminin gücünü gösteriyor.

Kısaca anlatmak gerekirse olay St Petersburg şehrinde geçiyor. Genç bir kahramanımız var, yalnız bir adam. O kadar derin bir yalnızlık içinde ki, sokaklardaki insanlarla konuşmadan iletişim kuruyor. Bir gün sokakta bir genç kızla rastlaşıyor ve bir cesaretle konuşuyor. Kör olan ninesiyle beraber yaşayan bu hanım kız duygusal dünyasını açar kahramanımıza, elbette her genç gibi bir sevda durumu vardır. Kendisine aşık olmaması şartı ile olan biteni kahramanımıza anlatır ve yakınlaşırlar. Ama elbette kahramanımız verdiği sözü tutamaz, hayatında ilk kez değer gördüğünü, sevildiğini ve önemli olduğunu son derece yürek burkan bir şekilde hisseder ve kıza aşık olur. 

Sonrası tam bir trajedi, ama okuması size kalsın. Ben okurken erkek kahramanın kendini düşürdüğü zavallı konumuna yer yer üzülüp yer yer çok kızdım. Kadın karakter olan Nestanka' nın ise yaptığı dengesizliği yaşına verdim, ancak yine de sinirlerim bozuldu. Dostoyevski'nin her romanında olduğu gibi karakterlerin ruhsal durumu, Rusya'nın keskin soğuğu içime işledi. Kitabı rafa geri koyarken yazarın kalemine bir kez daha hayran kaldım.

Bir kaç alıntı yaparak yazımı sonlandırıyorum, iyi okumalar :)

*

" Ah Tanrım ne uzun bir zaman dilimidir insan ömründe bir anlık mutluluk. Sırf bunun için bir ömür yaşamaya değmez mi? "

" Her zaman öyle değil midir? Mutsuz olduğumuz zamanlar başkalarının mutsuzluğunu daha bir derinden duymaz mıyız? "

"Yürürken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum, çünkü mutlu olduğum zamanlar kendi kendime bir şeyler mırıldanırdım. Hiçbir dostu, arkadaşı olmayan, sevinçli anlarında sevincini kimselerle bölüşemeyen herkes de aynı şeyi yapmaz mı? "

"Ben hayalcinin biriyim; hayatımda yaşanmış olaylar o kadar az, birlikte geçirdiğimiz şu dakikalar o kadar az rastlanan türden ki, hayalimde bu anları tekrarlamamak elimde değil. Sizi bütün bir gece, bütün bir hafta, bütün bir yıl düşleyeceğim. "


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder